26 Nisan 2014 Cumartesi

Koltuk Tarzları ve Mobilya Akımları



Shaker Mobilyası (1830-1850)


Shaker tarzı, kendine ilke olarak basitlik, kullanışlılık ve dürüstlüğü prensip edinmiş küçük bir dini grup tarafından ortaya çıkmıştır. Bu insanlar, sade hatların ön planda olduğu mobilyaya inançlarını yansıtmaya çalışmıştır.

Dekoratif süsleme ve oyma gibi elementlerin yerine fonksiyon ve işlevin ön planda olduğu bir görünüm hakimdir.

Oyma, kakma, metal çekmece tutacağı ve kaplama gibi süslemeler aldatıcı olarak görüldü ve bu nedenle görsel açıdan ilgi çekici olması için asimetrik çekmece düzenlemeleri gibi yaratıcı çözümler üzerinde duruldu.

Kiraz, akçağaç, çam keresteden yapılmış mobilyalar mavi, kırmızı, sarı veya yeşil cilalar ile boyandı. Çekmece tutacağı gibi bölümler ise ahşaptan yapılmıştır. Günümüzde bu tarz mobilyaların örneklerine ve yeniden üretilmiş olanlarına rastlamak mümkün.





























 Gothic Revival (1851-1914)

Gothic Revival, ortaçağa ait bir mimari üslubun 1800’lerin ortasında mobilya alanında yeniden canlandığı bir tarzdır. 

Doğal malzemelerin vurgulandığı ve doğaya dayalı tasarımların olduğu bir akımdır. Makine karşıtı bir el işçiliği kalitesi sözkonusudur. 

Bugün bir çok klasik mobilyada etkilerini görebileceğimiz, kemerli üst sandalye armaları, raylar, topuzlar, sivri kemerler, yonca ve dört yapraklı şekilleriyle tanıyabileceğimiz kendine has özellikleri vardır. 

Görünüm olarak ağır ve karmaşık bir oyma işçiliği yaygın bir biçimde kullanılmıştır.



Gülağacı, meşe ve ceviz gibi ağaçlarda koyu bir cila işi mobilyaların yapımında kullanılmıştır. Döşeme bölümleriyse genellikle kadife, deri ve sırmalı ipek kumaşlarla kaplanmıştır.






















Art Nouveau (1900ler)

Art Nouveau tarzı mobilyalar genellikle ince kıvrımlı çizgiler ve çiçek motifleri ile karakterize edilir. Hatta neredeyse düz hatlar yok denecek kadar azdır. Sandalye sırtları ve masa ayakları zarif bir şekilde dışa doğru kıvrımlıdır ve bir çok çizgi dekoratif biçimde kesişir.























1800lerin sonunda Viyana’da ortaya çıkan ve yeni sanat anlamına gelen Art Nouveau akımı kısa sürede tüm Avrupa’ya yayıldı. 
Bu akım temelde Japon sanatından etkilenmiştir.
 
Mobilya’da ağaca eğri şekli vermek zor olsa da Art Nouveau tarzı mobilyalarda sert ağaçlar sağlamlık nedeniyle tercih edilmiştir. 

 Birinci dünya savaşından sonra, bu tarz mobilyalar yerini daha ucuz ve kitlesel olarak üretilen mobilyalara bırakmıştır.
















Arts And Crafts (1850-1914)


Bu dönemde seri üretim yoluyla yapılan mobilyalar yaygınlaşmaya başlar ancak tasarımlar endüstriyel üretim nedeniyle ucuz ve kalitesiz görünmelerinin yanında uzun yıllar dayanabilecek şekilde yapılmıyordu.


















































Arts and Crafts Movement, yani “Sanat ve Zanaatlar Hareketi” şeklinde Türkçe’ye çevirebileceğimiz bu akım, endüstriyel üretimin insan eliyle yapılan mobilyalardan üstün olamayacağını savunmuş ve zanaatkârı yücelterek kalite ve sanatın ancak eski yöntemlerle yakalanabileceğini öngörmüştür.






Temel özellikleri:

Basit Çizgisel tasarım

Düz Çizgiler

Basit kemerler ya da eğriler

Zengin, doğal masif ağaç görünümü

Hafif eğri kenarlar

Yüksek kalite, rafine işçilik

İşlevsellik ve amaca hizmet
















Art Deco (1918-1939)


Art Deco tarzında, şık yuvarlatılmış köşeler, aerodinamik tasarım ve fütüristik çizgiler önplana çıkmaktadır. Geometrik desenler, yumuşak yuvarlak hatlar, katmanlı üçgenler, dairesel formlar tasarımların ortak noktasıdır.















Art Deco mobilyalarda krom, plastik ve cam gibi yansıtıcı materyaller ahşap ile kombine edilmiştir.

Ahşap bölümler lakedir ve yüzeyler olabildiğince parlaktır.




 










Modüler mobilya, ilk kez Art Deco tasarımlarıyla ortaya çıkmıştır. Eğri köşelerin birleştirildiği ayrı parçalar bu dönemde popüler olmuştur. Tasarımlar komforlu olmakla birlikte yenilikçidir ve günümüzün mobilya trendlerinde büyük etkisi olmuştur. Günümüzde,  1960’lı yılların pop kültürünü yansıtan Retro mobilyalar Art Deco esintilidir ve çoğu modern hatlara sahiptir.




















Bauhaus (1919-1933)


Bauhaus Ekolü, fonksiyonel ürünlerin kitlesel olarak üretilebildiği bir sanat hareketidir. 1919 yılında Walter Gropius adlı mimar tarafından kurulan okul, dönemin heykeltraşlarını, ressamlarını ve mimarlarını bir araya getirerek sadeliğin ön planda olduğu tasarımlar üzerinde durmuştur. 


Mobilya alanında köşeli formlar, bükülmüş ağaç, parlatılmış çelik, cam metal borular, deri ve plastik temel karakteristiği oluşturur. Günümüzde Bauhaus esintili mobilyalar ofislerde bankalarda ve evlerde yaygınca görülmektedir.

Bauhaus’un temel fikri yapılan tasarımların çok sayıda üretilebilmesidir.



Bauhaus Okulunun Önemli Tasarımları

Marcel Breuer’in kulüp sandalyesi; Wassily Chair

Josef Alber’in tasarladığı koltuk

Cesna Chair

Van der Rohe tarafından tasarlanmış Barcelona Chair

Brno Chair













Contemporary




Contemporary yani çağdaş akım, herhangi bir tasarım felsefesine bağlı kalmadan, trendlerin ve yeni teknolojilerin birleştirildiği, günümüzün en çok tercih edilen mobilya tarzlarından biridir. Bugün çağdaş koltuk trendlerine baktığımızda, farklı stillerin çağımızın zevklerine hitap edecek şekilde bir arada kullanıldığını görmekteyiz.
 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder