Shaker Mobilyası
(1830-1850)
Shaker tarzı, kendine ilke olarak basitlik, kullanışlılık ve
dürüstlüğü prensip edinmiş küçük bir dini grup tarafından ortaya çıkmıştır. Bu
insanlar, sade hatların ön planda olduğu mobilyaya inançlarını yansıtmaya
çalışmıştır.
Dekoratif süsleme ve oyma gibi elementlerin yerine fonksiyon
ve işlevin ön planda olduğu bir görünüm hakimdir.
Oyma, kakma, metal çekmece tutacağı ve kaplama gibi
süslemeler aldatıcı olarak görüldü ve bu nedenle görsel açıdan ilgi çekici
olması için asimetrik çekmece düzenlemeleri gibi yaratıcı çözümler üzerinde
duruldu.
Kiraz, akçağaç, çam keresteden yapılmış mobilyalar mavi,
kırmızı, sarı veya yeşil cilalar ile boyandı. Çekmece tutacağı gibi bölümler ise
ahşaptan yapılmıştır. Günümüzde bu tarz mobilyaların örneklerine ve yeniden
üretilmiş olanlarına rastlamak mümkün.

Gothic Revival, ortaçağa ait bir mimari üslubun 1800’lerin
ortasında mobilya alanında yeniden canlandığı bir tarzdır.
Doğal malzemelerin
vurgulandığı ve doğaya dayalı tasarımların olduğu bir akımdır. Makine karşıtı
bir el işçiliği kalitesi sözkonusudur.
Bugün bir çok klasik mobilyada
etkilerini görebileceğimiz, kemerli üst sandalye armaları, raylar, topuzlar,
sivri kemerler, yonca ve dört yapraklı şekilleriyle tanıyabileceğimiz kendine
has özellikleri vardır.
Görünüm olarak ağır ve karmaşık bir oyma işçiliği
yaygın bir biçimde kullanılmıştır.
Gülağacı, meşe ve ceviz gibi ağaçlarda koyu bir cila işi
mobilyaların yapımında kullanılmıştır. Döşeme bölümleriyse genellikle kadife,
deri ve sırmalı ipek kumaşlarla kaplanmıştır.
Art Nouveau (1900ler)
Art Nouveau tarzı mobilyalar genellikle ince kıvrımlı çizgiler
ve çiçek motifleri ile karakterize edilir. Hatta neredeyse düz hatlar yok
denecek kadar azdır. Sandalye sırtları ve masa ayakları zarif bir şekilde dışa
doğru kıvrımlıdır ve bir çok çizgi dekoratif biçimde kesişir.
1800lerin sonunda Viyana’da ortaya çıkan ve yeni sanat anlamına gelen Art Nouveau akımı kısa sürede tüm Avrupa’ya yayıldı.
Bu akım temelde
Japon sanatından etkilenmiştir.
Mobilya’da ağaca eğri şekli vermek zor olsa da Art Nouveau tarzı mobilyalarda sert ağaçlar sağlamlık nedeniyle tercih edilmiştir.
Birinci dünya savaşından sonra, bu tarz mobilyalar yerini daha ucuz ve kitlesel olarak üretilen mobilyalara bırakmıştır.
Arts And Crafts (1850-1914)
Bu dönemde seri üretim yoluyla yapılan mobilyalar
yaygınlaşmaya başlar ancak tasarımlar endüstriyel üretim nedeniyle ucuz ve
kalitesiz görünmelerinin yanında uzun yıllar dayanabilecek şekilde
yapılmıyordu.
Arts and Crafts Movement, yani “Sanat ve Zanaatlar Hareketi” şeklinde Türkçe’ye çevirebileceğimiz bu akım, endüstriyel üretimin insan eliyle yapılan mobilyalardan üstün olamayacağını savunmuş ve zanaatkârı yücelterek kalite ve sanatın ancak eski yöntemlerle yakalanabileceğini öngörmüştür.
Temel özellikleri:
Basit Çizgisel tasarım
Düz Çizgiler
Basit kemerler ya da eğriler
Zengin, doğal masif ağaç görünümü
Hafif eğri kenarlar
Yüksek kalite, rafine işçilik
İşlevsellik ve amaca hizmet
Art Deco (1918-1939)
Art Deco tarzında, şık yuvarlatılmış köşeler, aerodinamik
tasarım ve fütüristik çizgiler önplana çıkmaktadır. Geometrik desenler, yumuşak
yuvarlak hatlar, katmanlı üçgenler, dairesel formlar tasarımların ortak
noktasıdır.
Ahşap bölümler lakedir ve yüzeyler olabildiğince parlaktır.
Modüler mobilya, ilk kez Art Deco tasarımlarıyla ortaya çıkmıştır. Eğri köşelerin birleştirildiği ayrı parçalar bu dönemde popüler olmuştur. Tasarımlar komforlu olmakla birlikte yenilikçidir ve günümüzün mobilya trendlerinde büyük etkisi olmuştur. Günümüzde, 1960’lı yılların pop kültürünü yansıtan Retro mobilyalar Art Deco esintilidir ve çoğu modern hatlara sahiptir.
Bauhaus (1919-1933)
Bauhaus Ekolü, fonksiyonel ürünlerin kitlesel olarak
üretilebildiği bir sanat hareketidir. 1919 yılında Walter Gropius adlı mimar
tarafından kurulan okul, dönemin heykeltraşlarını, ressamlarını ve mimarlarını
bir araya getirerek sadeliğin ön planda olduğu tasarımlar üzerinde durmuştur.
Mobilya alanında köşeli formlar, bükülmüş ağaç, parlatılmış çelik, cam metal
borular, deri ve plastik temel karakteristiği oluşturur. Günümüzde Bauhaus esintili
mobilyalar ofislerde bankalarda ve evlerde yaygınca görülmektedir.
Bauhaus’un temel fikri yapılan tasarımların çok sayıda
üretilebilmesidir.
Bauhaus Okulunun Önemli Tasarımları
Marcel Breuer’in kulüp sandalyesi; Wassily Chair
Josef Alber’in tasarladığı koltuk
Cesna Chair
Van der Rohe tarafından tasarlanmış Barcelona Chair
Brno Chair
Contemporary
Contemporary yani çağdaş akım, herhangi bir tasarım
felsefesine bağlı kalmadan, trendlerin ve yeni teknolojilerin birleştirildiği,
günümüzün en çok tercih edilen mobilya tarzlarından biridir. Bugün çağdaş
koltuk trendlerine baktığımızda, farklı stillerin çağımızın zevklerine hitap
edecek şekilde bir arada kullanıldığını görmekteyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder